Öncelikle misakı milli sınırları evrensel olmuş, her ne kadar güdüldüğü fikri hasıl olsa da köklü ve güçlü bir geleneğin mirasçıları, sahipleri olan Necip Türk milletine geçmiş olsun diyor ve bir daha yaşanmaması dileklerimizi ekliyoruz kalkışma sebebiyle.
Futbola ve asıl konumuz olan Fırtınamıza dönersek, yönetimin gerek ekonomik gerekse transfer hamlelerinde ki tercihleri ve başarıları takdire şayan.
Emeği ve çabası olanlara teşekkür etmek gerekir.
3 Temmuz ŞİKE kalkışmasının finaline gelirsek ise, ilgili suçu sabit kişilerin ve kurumların oynak figürlerini eğlenerek takip ediyoruz.
Neye, kime sarılacağını şaşırarak, zift yemişçesine sağa, sola koşturan, ne söylediğinden bir haber saçmalayan, yöneticiden çok mezra esnafını andıran tiplerle mücadele etmek elbette zor farkındayım lakin keyifli yanları da yok değil.
Bu işin bir vatandaş yönü birde bizzat pistte olanlar açısından yönü var.
Vatandaş kendine sunulan, söylenenle idare ederken ve yorumlarken, bizler yani bizzat sahada olanlar olayı çok faklı yaşıyor ve çözümlemelerde buluna biliyoruz.
Şunu size tiyo olarak vereyim ki; dün yakın geçmişte hükümetle evcilik oynayan, Acun Ilıcalı ve Rıdvan Dilmen gibi kişiliklerin yakın gelecekte Cemaat denen olguyla ne gibi ilişkiler içerisinde olduklarını göreceksiniz. Yine, ‘’Cemaat, kumpas’’ diye yırtınan Aziz Yıldırım’ın ŞİKE süreci sonrası bu yapıyla ne tür pazarlıkların içerisine, kimler aracılığıyla girdiğine tanıklık edeceksiniz.
Bizler sizlerin derin devletçilik oynaya bileceği kişiler değiliz ağalar.
Adalet denen kavramın pis ellerinizde kirli düşünceleriniz üzere oyun hamuruna dönüştürmenize müsaade edecekler hele hiç değiliz.
Şimdi toplanın ve kulaklarınızı iyice açın:
Etki alanlarında ki kiralık kişilikleri istedikleri gibi şakıtanlar bilmelidir ki; TS camiası senelerdir ŞİKE ve dalavere ile yenen haklarının farkındadır ve çığlık çığlığa bunları ifşa ediyordu. Ne 2011 Temmuzunda başladı isyanımız nede birilerinin borazanı olduk.
‘ŞİKE’ mahkumu ve liderinin deyimiyle, "son 30 senede herkes yapıyordu" sözlerinin en diri şekilde mağduruyuz, yaşayanıyız. Biraz düşünen bir kafa için son 30 senenin kazananlar tablosuna bakmak kafiydi oysa. Kimi düşünemedi kimilerinin ise işlerine gelmedi.
Farkındayız!
Siyasetçisi, aydını, yazar, çizeri, medyası, iş dünyası ve günümüz futbol kişiliklerinin bu bataklıktan nasıl beslendiklerinin.
Cemaati, osu, busu, her neyse tartışılır. Lakin asla tartışılmayacak gerçek adı geçen kişi ve kurumlar 2010-11 senesinde ŞİKE ve TEŞVİK suçunu işlemişler, kısmen cezalar almışlar, hiçbir delile itirazda bulunmamışlar, dahası uluslar arası spor yargılamasında rezil ve komik durumlara düşmüşlerdir. İçerde yaptıkları algı çalışmaları beyhude şahsi ve adi kalkışmalardır sadece.
Boyunlarında ki urgan olan gerek CAS gerekse FİFA süreçlerinin takipçisi ve bekçisi olacağız.
Gücünüzün yeteceği insanların bulunduğu bir camiaya mensup olduğumuzun farkındayız. Ama atladığınız efsanenin fikri hür vicdanı hür fertlerinin varlığıdır. Biri bininize bedel.