Farklı özelliklere sahibiz vesselam. Oysa her şey apaçık ortadaydı. Kulübün ve kadronun güncel hali, ekonomik dibe vurmuşluk gerçeği.
Sitem de, kadro da ABD toplumu gibi, her renkten, her yetenekten çeşit var.
Kozmopolit mi, kozmopolit.
Fark, çeşit çok lakin entegre değil, güç var ama birleşik, bütün değil.
Dahası lidersiz toplum, kaptansız gemi gibi. Hedef var, rota ve idare lay, lay, lom.
Oysa kulübü idare ettiğini, yönettiğini savunan, hatta yeniden aday olan bir yapı vardı sürekli kameralara tebessüm eden.
Çarşıya, pazara, esnafa dahi borç takıldığı iddia edilen bir ortamda bu sırıtmalar arsızlık belirtisi mi yoksa tıbbi bir sorun mu? Anlaşılan orası tam bir karmaşa.
Sorası geliyor insanın; çarpım tablosundan da bi haber misiniz?
Hiç mi maç seyretmediniz? Bu kadar körü, körüne zıt mısınız camia ve futbol oyun anlayışıyla?
Sorun sizde mi, adını sizin bile koymakta zorlandığınız 1040’da mı veya bizde mi? Bakın bu da başlı başına derin bir muamma. Hangi bilge yanınızla becerdiniz bunca işi?
Biliyorum hepimiz, bu armanın ve formanın yeşil sahalarda Bursa da olduğu gibi düştüğü durumlardan ızdırap duyuyor ve öfkeleniyoruz. Fakat bunca gerçeği bilen bizler nasıl olupta unutup farklı davrana biliyoruz. Unutmayacağız da, davranmayacağız da!
Kadro tercihlerine ve biz taraftarların tepkilerine bakılırsa, ‘’alt yapıdan gelme genç’’ etiketli yetenekler daha bir çok isteniyor gibi.
Beklentinin, DNA’dan gelen genetik özelliklere bakılırsa, savaşan, vazgeçmeyen, mücadele eden yetenekliden yana olduğu net.
Maalesef bunu bu coğrafyayı emekli ikramiyesi olarak gören, iş ahlakı ve şartları pek olmayan, hele ki 3. Dünya ülkelerinin oyuncularında görmek çok zor.
Bence burada yapılan yabancı oyuncu tercihlerinde de ciddi sorunlar ve soru işaretleri var.
Gelişme aşamasında ki yetenekler değil de neden emekliliği yaklaşmış doymuş isimler tercih edilir, buda üzerinde düşünülmesi gereken hatalı bir yaklaşım.
İnanın dün pek çoğumuz gibi beni de, Bursa’nın bizi 0-2’ den gelip de yakalayıp geçmesi değil, bizim başta 0-2’i nasıl yakaladığımız şaşırttı. Kadroda inanılmaz mühendislik ve planlama hataları var zira. Bir kere aynı sistemin çarkları olamayacak dişliler söz konusu. Üstelik yetenek olarak yetersizlikleri açık.Tutanı geç, defans nire, kanatlar nire, açıklar nire, forvetler nire. Modifiye, yamalı araç gibiyiz de, dizel motora tüp takılmışından. Üstelik direksiyon arka koltukta, fren ön sağ koltukta, korna ise dışarıda kaputun üzerinde.
ŞİKE
Oralarda havalar hep malum.
Hükümet, Cemaat, NATO, Gladyo derken nihayetinde, ABD – Almanya – CİA’ ya kadar bağlanan; ‘’ama üyle oldii, büyle oldii, bu olseen, bu olmaseen, paak bu ole bilir’’ tarzı saçmalamayı kendine, sürüsünü gütme aşkıyla şiar edinenler kendi çaplarında hem amacına ulaştılar hem de sipalileri dansöz edasıyla kaptılar.
Kötü olan ise, üç paraya değil vatanını milletini, arını ayıbını satacak karakterde şuur ve zeka sorunları olan tipler memleketin spor alanına bekçi köpeği olarak dikildiler ya, işte bu çok sırıtıyor.
Lakin dediğim gibi kendi çaplarında!
Bu sıralar geçmiş yönetimden kalma Avukat bir hanım ile alakalı ciddi iddia ve yorumlar söz konusu. Fevri olarak üzerine gitmek elbette yanlış lakin bu dava çok ciddi ve önemli, arsız, bir o kadar da çaplı kokuşmuş bir bünyeye karşı veriliyor. Zafere giden süreçte en ince detayın bile önemi büyük, hele ki bu ‘’güven’’ kelimesi olsun.