17 yaşında ilk Süper Lig maçına çıktı, Türk futbolunun en önemli yeteneği olarak gösterildi. Talihsiz sakatlıklar hep bir adım öteye gitmesinde engeldi. Evet, Özer Hurmacı şimdi 30 yaşında. Ancak hedefleri bitmiş değil. Akhisar Belediyespor’da küllerinden doğan Özer, yeniden büyüklere transfer yapma amacında ve gözü milli takımda. Dünden bugüne… Özer Hurmacı’yla yaşadıklarını konuştuk. Yerli bir yıldızın gözünden, Türk futboluyla ilgili önemli tespitlere şahit olduk…
‘Trabzon taraftarıyım’
“Yabancı futbolcu transfer etmek için transfer yapıyoruz. Ben milliyetçi düşünüyor olabilirim ama hiçbir şekilde bir ırkıçılığım yok. Her zaman en iyi arkadaşlarım yabancılar olmuştur. Ancak yerli futbolculara biraz daha önem verilmeli. Trabzonspor’daki başarısızlığı konuşmak istemiyorum pek. Bir Trabzonspor taraftarıyım. Bunu Fenerbahçe’deyken söyleyemiyordum. Profesyonelliğimi Fenerbahçe-Trabzonspor maçlarındaki performanslarımla da göstermişimdir.”
‘Örnek Başakşehir’
“Yabancı eşittir başarı anlamına gelmiyor. Ligin lideri Başakşehir ve ikincisi Beşiktaş toplam 8 yabancı oyuncuyla oynuyor. Keşke her yabancı Rodallega, Cardozo gibi olsa da hem futbolculara değer katsa, hem de izlenmesinden keyif alsak. Bu olaydan hem kulüpler hem genç futbolcularımız etkileniyor. Benim mevkiimde oynayan futbolcuların yüzde 90’ı yabancı. Ben zaten rekabetimi yabancı oyuncularla yaşadım hep. Şimdi sayı 14’e çıktı.”
‘Quaresma yıldız, biz değil’
“Ülkemizdeki yabancı futbolcular çok rahatlar. Yabancı oyuncu güzel bir hareket yapınca taraftarlar hemen ‘ooo’ çekiyorlar mesela. Yerli futbolcu yapınca ‘Hemen şımardı hareket yapıyor’ deniyor. Quaresma hareket yapıyor. Ben bu hareketleri yapmaya 2006 yılında başladım. Ama hiçbir zaman benim ismim hafızalara kazınmadı. Yabancı futbolcu güzel mekana yemek yemeye gidince ‘Parasını harcamayı biliyor’, sen gidince ‘Lan senin burada ne işin var!’ deniliyor. Bunları ayırt etmemiz lazım. Yabancı ile yerli arasında ayrımcılık yapmamaları lazım.”
‘Yeniden büyüklere döneceğim’
“Fenerbahçe ve Trabzonspor’daki baskılar, tatlı baskılar. Adrenalin, taraftar, medya baskısı güzel şeyler. Trabzon’da yakaladığımı Fener’de yakalayamadım. Çünkü ikinci senede ayağım kırıldı. Sakatlanmayıp kuvvetli bir Özer olarak sahada kalsaydım istediklerimi daha rahat yapabilirdim. Hiçbir şey kaybettiğimi düşünmüyorum. 17 yaşımda Süper Lig’e çıktım. Şu an 30 yaşındayım, daha çok tecrübe kazandım. Yine büyük takımlardan birine transfer olmak istiyorum. Hedefim yeniden büyük bir takımda oynamak.”
‘Fenerbahçe’de en üzüldüğüm an…’
“Fenerbahçe’de oynarken Bursaspor’la bir maçımız vardı. Kupada 4-0 yendik ve o hafta Bursaspor’la tekrar karşılaştık ligde. Bursa’nın şampiyon olduğu sene. Maçta 2-0 öne geçtik. Sonra herhalde ‘Bu maçı da 4-0, 5-0 kazanacağız galiba’ dedim içimden. Ancak omzum çıktı o maçta, kapsüllerim yırtıldı. Oyundan çıktım 2-0 iken. Orada hem benim Fenerbahçe kariyerim zora girdi hem de şampiyonluğu Bursaspor’a kaybettik. En çok üzüldüğüm, unutamadığım maçlar arasında. Trabzonspor’dayken bir Gaziantepspor maçı oynamıştık. Orada ayağım kırılmıştı. 4-4 çevirdiğimiz maç vardı. Kötü anılarımdan biriydi.”
Neden milli takıma gitmedi?
“Açıkça ve samimi olmak gerekiyorsa, Fatih hoca bizi tutmuyor. Benim için büyük bir hoca ama bizleri tutmadı. Ankaraspor’daki en iyi dönemimde de gidemedim. Fenerbahçe dönemimde gittim ama o zaman da sakatlıktan kurtulunca gittim. Sağlıklı bir Özer izletemedik. Hoca beni çağırsa yine giderim. 17 yaşımda ne düşünüyorsam 30 yaşımda da aynısını düşünüyorum. İnşallah bu sezon bu çıkışım devam eder. Fatih hocamızla da çalışma imkanımız olur.”
‘Trabzon’dan ayrılmak kalbimi acıtıyor’
“Tatlı baskıları Trabzon’da avantaja çevirdim. 2.5 senede 9 tane hocayla çalıştım. Bu 9 hocanın hepsinden formayı aldım. Trabzonspor’daki performansımı Fenerbahçe’de sergilesem farklı olurdu. İnsanın sevdiği yerden ayrılması acı veriyor. Kalbim acıyor benim de. Yapacağım işler yarım kaldı orada. Ersun hoca beni istemedi. Bazen tercihlere saygı duymak gerekir. Trabzon’a kendimi sevdirdikten sonra ayrılmak içimde bir burukluk yarattı.”
‘Anadolu’ya bakılması gerek’
“Türkiye’deki spor basınının Türk futbolunda kulüplerin, futbolcuların gelişiminde önemli bir rolü var. Ama ülkemizde yapılan kötü haber daha çok okunuyor. Bizim insanımız çünkü kötü haberi seviyor. Ligimizde 18 takım var. Büyük takımda oynadığı zaman 2 sayfa ayırıyorlar, hep haberin çıkıyor basında. Trabzon’a gidince 1 sayfaya iniyorsun. Şimdi Akhisar’dayım. Geriye kalan 14 takıma 1 sayfa var. Şimdi yine iyi. Ankaraspor’da oynarken akşam 11-12’ye kadar özet beklerdik. 3 futbolcunun kramponu beyazdı. Şutu Adem abi atardı. Hürriyet attı derlerdi. Pası Hürriyet atardı, Özer sanırdı herkes.”
‘Akhisar iyi olacak’
“Akhisar’a gelmem transferin son gününde gerçekleşti. Transferin son gününde bana kapılarını açtılar. İyi şeyler duydum burayla ilgili. Gerçekten güzel bir ortam var kulüp içerisinde. Ve bu da sahaya yansıyor. Stresten ve baskıdan uzak, yeteneklerimi daha rahat bir şekilde sergileyebileceğim bir yer gibi duruyordu. Tolunay hocanın gelişiyle birlikte top oynamaya çalışan, topu ayağında tutan bir Akhisar var. İnşallah daha iyi olacağız.”
‘Rodallega Niang gibi’
“Hugo inanılmaz yetenekli bir oyuncu. Oynadığım en iyi santrforlardan biri. Fenerbahçe’deyken Niang’ı çok beğenirdim. Rodallega’yı da ona benzetiyorum. Çok iyi bir golcü ve iyi bir karakter. İnşallah kalır ve uzun yıllar oynarız. Savunmanın arkasına koşular yapabilen, çabalarıyla skora etki yapan, çok fazla opsiyonu olan bir santrfor. Takımdaki aile hissiyatının onda toplanması bizim için gurur verici. Yabancılar bu hissiyatı aldığı zaman daha iyi oluyor.”