Türkiye'de kimin şampiyon olacağına sezon başında karar veriliyor.
Birçok ince senaryo devreye sokularak senaryo yavaş yavaş sahneye konuluyor.
Sezon sonunda belirlenen takım kupayı kaldırıyor.
Bazen, çok nadir, beklenmedik şeyler oluyor, bir takım beklenmedik şekilde beklenmedik isler yapıp bu spor mühendislerini zorluyor. Tıpkı 2010'da Bursaspor'un, 2011'de Trabzonspor'un yaptığı gibi.
Şüphesiz Bursaspor'un şansı, son haftada Fenerbahçe'nin rakibinin Trabzonspor olmasaydı. Yoksa, Beşiktaş, Galatasaray dahil her kim olsa, o maç da spor mühendisleri tarafından işlenecekti. Belki ilk yarı Galatasaray 2-0 öne geçecek ama sonra Fenerbahçe 3-2 kazanacaktı.
Kazanacağı kesindi de..
İnsanlar artık daha net anlamaya başlıyor.
Daha ilk devre oynanırken bir çokları "Bu sene Beşiktaş'ı şampiyon yapacaklar" diyordu.
Bir başkaları ise "Bu sezon Fenerbahçe'yi şampiyon yapacaklar " diyordu. Şampiyon olup olmamaları önemli değil ama Türkiye'nin yüzde 90'ı biliyor ki, kimse şampiyon olmuyor, birileri şampiyon yapıyor.
Ha tahminleri tutar tutmaz ama gerçek olan, herkesin bildiği, birileri şampiyonu belirliyor.
Bu düzende Trabzonspor'un misyonu nedir?
Tranzonspor misyonunu 2010-2011 sezonu sonrasında, 3 Temmuz günü tamamlamıştır.
Türk Futbolundaki bütün kirli ilişkileri göz önüne sermiş, foyalarını ortaya çıkarmıştır.
Federasyon başkanlarının, kulüp başkalarından nasıl azar yediğini, nasıl talimat aldığını tape tape ortaya koyan Tranzonspor, misyonunu tamamlamıştır.
Trabzonspor'un deşifre ettiği bu sistemin, aynı haliyle duruyorken, hala daha içinde yer alması, şampiyonu çok önceden belli bu ligde yarışıyormuş gibi yapması, öncelikle kendine ihanettir.
Sonrasında ne mi oluyor?
Siyasi kimlikleri ön plana çıkan bazı Trabzonsporlular, şöyle mutlu oluyor: "Seneye Trabzonspor'u şampiyon yapacaklar."